20 Ağu 2009

Aaa normal


Kuzey Amerika’da, özellikle 11 Eylül’den sonra, doğulu kişilere yönelik paranoya varmış. Yukarıda fotoğrafını gördüğünüz şarkıcı Şivan Perwer de, bu paranoya yüzünden, konser için gittiği Kanada’da polis tarafından kötü muameleye tutulmuş. Sorun büyük, kimse etnik kimliğinden ötürü farklı muameleye tutulmamalı, iyi ya da kötü.

Peki, sokakta anormal kılıkla dolaşıyorsan, seni gören insanların normal davranmasını nasıl beklersin?

Konunun aslı şekilsel değil. Değinmek istediğim “normallik” olgusu ve bu olgu çevresinde sosyal yaşam adaptasyonu. Eğer bir şeyi doğallığından ve asıl amacından sıyırıp, fark yaratmak için yapıyorsan, anormalleşiyorsan, farklı bakışla karşılaşmak olası ve hatta olağandır. Etki tepki meselesi. Tıpkı türban sorununda olduğu gibi?

Tıpkı plajda ayakkabı ile dolaşmak gibi ;)

7 yorum:

  1. :) Güzel bir yazı... Paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. bu yazıyı okuyunca bir kere daha okudum, sitenin yazı yazdığı konunun kendisinden bu kadar bi haber olur diye. Ve onu moderatör uyarmaz doğrusu budur diye.

    Önce haberin doğrusu;

    Şivan ın bulunduğu araçta silah ihbarı yapılmış,

    Arabadakiler Amerikan filmlerinde gördüğümüz şekilde göz altına alınır sonra ihbar asılsız öıkar. Kişiler serbest bırakılır. Bu arada sitenin yazarı şaşıracak ama Şivan ın üzerinde kot ve gömlek vardır.

    Tabi sitenin yazarı bilmez şivanın doğduğu bölgede (Diyarbakır) konserlerinde giymiş olduğu yöresel kıyafetler hala giyilir. Normaldir yani. Ama ben bilirim ki Şivan sadece konserlerde yöresel kıyafetleri giyer. Bence her gün de giyebilir. Herhalde Kızılderililerin yöresel danslarını yaparken mc donalds tişörtü giymesini beklemezsin.

    "Sorun büyük, kimse etnik kimliğinden ötürü farklı muameleye tutulmamalı, iyi ya da kötü"
    Sayın yazar yukarı da böyle buyuruyor.
    Bir kere iyi ya da kötü diyemezsin. İnsan olmanın onuru bu farklı muamelenin tamamen karşısında olmaktan geçer. Böyle ara bir söylem aslında şudur; Nazi Almanyasında onbinlerce Yahudi ve Çingene kamplarda yok edilmiştir. Bu iyi ya da kötüdür di mi senin açından. Aslında bu sistemin başarısıdır.
    Seni öldürürler, varlık vergisi alırlar sevgili Amuraben sonra senin önüne senin oynayabileceğin farklı etnik kökenden insanlar koyarlar. Sen de onlarla oynarsın, bir bakmışsın kendi tarhini unutup Beyaz Türk olmuşsun. Normal nedir, anormal ve plaj örneklerine girmeyi hiç düşünmüyorum. Lütfen tarih oku ve eleştirdiğin şeyi bil ve bilmeden yazma

    YanıtlaSil
  3. Açıkçası ben farklı yorumladım..
    -"iyi yada kötü" ifadesinden başlayalım. belki politik olarak çok doğru bir kullanım olmasa da, etnik ayrımcılıkta, uygulayan tarafından kendince iyi amaç da güdülebileceği iması gibi düşündüm? örnek: abd'li beyaz bir polisin, bir siyah ve bir beyaz amerikalı arasında karşılıklı şikayet durumunda, beyaz vatandaşın lehine uygulamada bulunması gibi. böyle bir durumda, etnik ayrımcılığı uygulayan polisin, kendince "iyi ve doğru" bir amaca sahip olduğunu düşünebiliriz. Yazarın, iyi yada kötü ifadesini, şahsında değil, ayrımcılığı uygulayanlar nazarında kullandığı kanaatindeyim?
    -yazı öncesi habere ilişkin bazı detaylar tam araştırılmamış iması (perver'in kıyafeti, vb) haklı olabilir. fakat haberi veren web sitelerinin (ben milliyetten okudum) kullandığı fotoğraflar, geleneksel kıyafetler içerisinde bir şahsın polis tarafından göz altına alınması şeklindeydi (surat gösterilmiyordu). belki suratın göründüğü ve kot tshirtlü fotolar başka kaynaklarda kullanılmıştır ancak ben de haberde kullanılan resimler yüzünden şalvarıyla göz altına alındı yanılsamasına düştüm. Tabi yanlış haber kısmını ortadan kaldırmıyor bu durum (sayın moderatör, hbrin orijinalini teyit eder misiniz)
    -kaldı ki kıyafet normal bile olsa, perver'in dış görünüşü ve sakalı, özellikle kanada ve abd'de toplum tarafından şüpheli-anormal görülmesine yetecek nitelikte. abd ve kanadalıların gündelik hayatta kaç kez bin ladin'in sakallı suretiyle karşılaştıklarını düşünürsek, perver gibi oraya ait olmadığı kesin olan bir insanı, korkunun etkisiyle ihbar etmeleri gayet normal geliyor bana (korku değil normal gelen, ihbar edebilecek kadar ileri gitmeleri). Hatta amerikada trende gördüğüm bir posteri anımsadım, Türkçe özeti "şüpheli şahısları derhal xx no'lu hatta ihbar edin veya en yakınınızdaki görevliye bildirin". Bu posterin hemen yanında dikilmekte olan Amerikalı, bana ve benim gibi kapkara esmer olan kız arkadaşıma ve postere sırasıyla bakıp, kendi çöplüğünde olmanın züppeliğini üzerimizde hissettirmeye çalışmıştı. Aynı seyahatte havaalanı görevlisinin, Türk pasaportumu gördükten sonra bana yaptığı muamele de aklımdan çıkmış değil.
    -bu arada bir detay; perver’in içinde bulunduğu aracın camından şemsiye ucu çıkarmışlar, arkadaki aracı kullanan Kanadalı da bunu silah zannederek ihbarı yapmış gibi de ifadeler yer aldı haberlerde. Bu detay ne işe yarar? Ben de bilmiyorum, konu uzun uzadıya münazaraya dönerse kullanan olur belki :)
    -bazı gerçeklerin, başka gerçekleri değiştirdiğini düşünmüyorum. Perver’in geleneksel kıyafeti, Türkiye’nin ve ortadoğu’nun çeşitli bölgelerinde mutlaka normaldir ancak yazıda vurgulanmak istenen farklı sanki? Kanada gibi bir ortam için, o an ve orada anormal olduğundan bahsediliyor gibi düşününce, -Kanada için normal midir sokakta böyle dolaşmak? “Hayır anormaldir” gibi bir soru-cevap geliyor insanın aklına.
    -Tabi bir de anormalse ne olmuş? Bence ve keşke hiçbir şey (tdk’nın sayfasından baktım, “hiçbir” bitişik, “birşey” ayrı yazlıyor, her seferinde tereddüt ederim :) ).
    -neticede, yazar, yorumcu hepimizin, yorum metninde yer alan şu cümle altında mutabık olduğundan eminim “İnsan olmanın onuru bu farklı muamelenin tamamen karşısında olmaktan geçer”.. tabi bu mutabakatın altını doldurma noktasında, yazının tam araştırılmadan kaleme alındığı eleştirisini getirirken, yazarın da senelerdir ait olmadığını belirttiği grup ve düşüncelere yakıştırılması (sanıyorum İsrail ve egemen Yahudi sermayesi gibi algıladım? Yanlışsam affola), eşit derecede eleştiriye açık bir yaklaşım değil midir?.
    -aslında yazıda söylenmek istenileni ben de tam kavrayamadım. belki biraz daha açmak gerek? Anormalleşenler ve anormalleştirenler eleştiriliyorsa, bayrağımızı bile asıl amacından farklı kullanabildiğimiz bir ortamda “masum değiliz hiç birimiz” adlı parçayı hepimize armağan ediyorum (sayın yazardan, vol. 2’yi bekliyorum).
    -Diğer yandan, yapılan yorumla ilgili naçizane görüşlerimi dile getirmek istedim.. sevgiler…

    YanıtlaSil
  4. haberin asli ve goruntulusu icin asagidaki linkler yardimci olabilir.

    http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=204213

    http://www.youtube.com/watch?v=-AazTP-YTPg&videos=yfykw-SGdQU

    yazarin kendini daha iyi ifade edecegi 2. yazi belki yanlis anlasilmalari ortadan kaldirabilir.

    YanıtlaSil
  5. Not: ayakkabı örneği, onur’un deyişiyle in quotations :) , bir “inside joke”. Amur, parmak arası terlik düşmanı olduğu için senelerdir ayakkabısıyla plaja inmektedir. Buradan kendisini kınıyor, bir an önce parmak arası olmasa da bir terlik edinmesi gerektiğini arkadaşları adına dile getiriyorum

    YanıtlaSil
  6. Öncelikle yazımsımı yorumlamaya ve tartışmaya değer bulduğunuz için teşekkür ederim.

    Sanırım bazı konulara açıklık getirmem gerekiyor.

    Yazıda bilgi eksikliği olduğu eleştirisi doğru. Bu yanlışı yazıyı yayınladıktan sonra öğrendim. Bendeki en son bilgi de, olayın, şarkıcının kot ve tshirt ile arabada giderken, dışarıya doğru tutulan fotoğraf makinasının yoldan geçen bir kişi tarafından silah sanılması ve polise ihbarda bulunulması ile gerçekleştiği yönünde.

    Bu bilgiye yazıyı yayınladıktan sonra ulaşmış olsam da, yazıyı düzeltme ihtiyacı hissetmedim. Çünkü yazımda kişi ve kişinin başından geçen olayı bir "araç" olarak kullandım. Yazımda aktarmak istediğim şey, yani "amacım" normal ve anormal olgularının ayrışmasını göz önüne sunmaktı.

    Bu iki kavram ile uğraşırken temelimi Gündüz Vassaf'ın Cehenneme Övgü kitabından alırım. Kitap, bu iki kutubu çok iyi bir şekilde aktarır ve genel anlamda, hayata bakış ve düşünce sistematiğimi oluşturmamda en önemli referanstır.

    Normal kelimesinin kökü norm'dan gelmekte. Norm, toplumun genel çoğunluğunun kanaatidir. Bu kanaate uyan davranış, düşünce, tutum, normal olarak adlandırılır. Bir şeyin normal olması "doğru" olduğunu göstermez. Aynı şekilde anormal olan da "yanlış" değildir.

    Doğru ve yanlış olguları da çok tehlikelidir. Kime göre, neye göre denilebilir. Çok irdelediğimiz zamanlarda da bizi içinden çıkılmaz bir boşluk içerisine atabilir.

    Düşüncelerimin özetine gelmem gerekirse; Yukarıda değindiğim kriterler içerisinde "normal" dışı davranış, toplum içerisindeki bireyi zorlar, yorar ve kimi durumlarda bireye zarar verir.

    Davranışın iyi ya da kötü olduğunu bu gibi tartışma ortamlarında değerlendirip kendimizce bir sonuç çıkartabiliriz. Ama gündelik hayatın düşünülmez gidişinde bu tartışma lüksümüz olmaz ve söz konusu etiketler ne yazık ki günlük ya da ebedi olarak bireylerin sırtına yapıştırılır.

    YanıtlaSil
  7. amurcum ikinci postta cok kivirmissin, ama ilk postu tekrar okuyunca, haberin yanlisligindan kaynakli olmayan bazi zaaflar var bence.

    lafin ozu su ifadede;

    "Eğer bir şeyi doğallığından ve asıl amacından sıyırıp, fark yaratmak için yapıyorsan, anormalleşiyorsan, farklı bakışla karşılaşmak olası ve hatta olağandır."

    sonra da ikinci postundaki dogru ve yanlisa yonelik goreceli yaklasimin var. İkisi birbirini tutmuyor. Cunku ne kadar gotunu kurtarmaya calissan da, alintiladigim ifadede o normal veya anormal sinirlarinda gezebilen hadisenin "asli amacı" ve "dogalligi" ile ilgili normatif bir degerlendirme yapiyosun. Dogru ve yanlis yargisina ulasmamizla dogrudan iliskili bir tutum.

    Ve dedigin gibi, bu icinden cikilmaz bir durum. Hatta daha fazlasi, cok da tehlikeli. Cunku iste, tam bu noktada, belki gazete haberiyle ilgili dezenformasyonun oneminden cok daha onemli bazi hakikatleri de, degerlendirmende teraziye koyman gerekiyor.

    Baska bir vesileyle, posunun ve basortusunun asil amaciyla ilgili goruslerini yazarsan, belki bu konuda daha somut bi nokta uzerinden tartisilabilir. Bilgi eksikligimiz o noktada ortaya cikabilir. Benim hosuma gider, zira yoresel kultur mevzularinda zayifimdir.

    YanıtlaSil