13 Haz 2011

Yelken

Blog'a bu kadar ara vermişken, son 9 aydır yeteri kadar zaman ayıramasam da sevgili Tolga Köse'nin teşvikleriyle çok güzel bir sporu ilgi alanıma katmış oldum. Tek amatör spor olarak icra edilen yelkene başlayacaksanız önce deniz aşığı olmanız ve daha sonra çokca vakit ayırmanız gerektiğini düşünüyorum. Başlangıç için şu yazı size yardımcı olabilir.

"Yelken, her yaşta kolaylıkla öğrenebilecek bir spordur.

Tüm dünyada çeşitli boyutlarda ve farklı koşullara (deniz, göl, okyanus vb) uyumlu olarak üretilen değişik tasarımlarda yelken tekneleri mevcuttur. Yarışmak isteyenler hafif ve toplam yelken alanı büyük olan hızlı yelkenlileri, gezinti seven yelken meraklıları da yelken alanları daha küçük, devrilme riski taşımayan daha düşük performanslı tekneleri tercih ederler. Bu nedenle yelkenliler “Gezi” ve “Yarış” tekneleri olmak üzere iki ana sınıfa ayrılırlar.
Yelken kısaca, deniz, rüzgar, dalga ve akıntı gibi kontrolü bizde olmayan ve sürekli bir değişim içinde olan dış kuvvetleri yöneterek hedefe varma mücadelesidir. Üstelik bu mücadele çoğu zaman sanıldığı kadar kolay değildir ve ustalaşmak için zaman ve yoğun pratik gereklidir. Bu nedenle yelken sabırsız, doğada kendini pek rahat hissetmeyen kişilere tavsiye edilmemelidir.

Yelken devamlı düşünmek demektir. Rüzgar döner mi, dönerse ne yapmalı? Şiddetlenir mi, o zaman ne olur? Akıntı nereden geliyor, nerede değişebilir? Düşünmeden doğayla mücadele etmek zor, hedefe varmak ise imkansızdır. Bu nedenle yelken, satranç veya go oynamaya benzer. En az bedensel olduğu kadar zihinsel bir spordur ve yelkeni çok zevkli bir spor yapan ana unsurun da bu olduğu çok açıktır.

Özetle yelken hem iyi düşünmeyi, hem de hızlı ve pratik bir uygulamacı olmayı gerektirir. Bu nedenle yelken kitaptan öğrenilemez. İyi bir yelkenci olmak için olabildiğince sık denizde olmak, havayı koklamak ve mümkün olduğu kadar çok değişik havalarda ve yine mümkün olduğunca sık pratik yapmak gerekir."