28 Eki 2012

Bayram

Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz
kalınca anlar insan...

Görmenin nasıl bir bayram oldugunu karanlık öğretir;

sevmeninkini yalnızlık...

Sızlamayan her organ, hele de burun diregi bayramdır.


Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni

kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayip "çok sükür bugünü de gördük" diyebilmek...

Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.


Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmus bir

ilişkiyi bitirmek de öyle...

En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini

bölmek, korktuğunda güvendigine sarılabilmek, dara
düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.

Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede

üstüne serilen battaniye, saçlarini müşfik bir sevgiyle
okşayan anne bayramdır.

"Ona güvenmistim, yanılmamışım" sözü bayramdır.

Hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram...

Yeni eve asılan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış

ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son
taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır.

Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda

karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi,
nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.

Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta

ölebilmek bayram..

Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.

Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır.

Her gününüz bayram olsun..!


Can Yücel

10 Eki 2012

Cin

Geçen gün Twitter'da "Cin-Tonik biraz daha özen ister" gibisinden bir tvit atmıştım.


 http://drizzleanddip.com/2012/10/03/how-to-make-the-best-gin-and-tonic

Uyarı Aliberk'den geldi..

Hendric's Gin + Satsuma + Buz

"toniğe gerek yok.. tonik cinin tadını bozar.."
7 yıldır sek içen birinin tavsiyesi olarak da cinin başına Hendric's yazdık..






2 Eki 2012

Atatürk, öğretmenini nasıl görevden aldı?

 Can Dündar'ın 25 Kasım 2007 tarihli Milliyet Gazetesi köşe yazısından;

Her sabah okul öğrencilerini güne başlatan "Türküm doğruyum çalışkanım" andı var ya... Geçenlerde sevgili hocam Prof. Dr. Baskın Oran'ın eşi Feyhan, "Biliyor musun o andı kim yazdı?" diye sordu.
"Kim?" dedim merakla...
"Dedem."
"Deden kim?"
"Reşit Galip..."
İnanılır gibi değil. Ne o andın 1933'ün 23 Nisan günü Reşit Galip'in kaleminden çıktığını biliyordum ne de Feyhan'ın Atatürk döneminin Maarif Vekili Reşit Galip'in torunu olduğunu...
Çankaya sırtlarında oturan Ankaralılar, şehre Reşit Galip Caddesi'nden geçerek inerler. Pek azı bu ismin kim olduğunu bilir.
Bu bilinmezlikte belki Dr. Reşit Galip'in 41 yaşında göçüp gitmesi rol oynamıştır, belki de İnönü'yle yıldızının hiç barışmaması...
Onu daha yakından tanımak isteyenlere, yeni yayımlanan çok kapsamlı bir çalışmayı, Yener Oruç'un "Atatürk'ün Fikir Fedaisi: Dr. Reşit Galip" kitabını (Güner Y., 2007) tavsiye edip lafa girelim.

1 Eki 2012

Devlet

Aşağıdaki paragraf, Milattan Önce 427'de doğup 347'de ölen Platon'un (Diğer adıyla Eflatun ) bu tarihte kaleme aldığı DEVLET adlı eserinden alıntıdır.Tekrar ediyorum MÖ 300 lerde yazılmış. -Bugün değil taaaa 2312 yıl önce -

Demokrasilerde işsiz güçsüz takımı devletin başına geçer ama bunların en tehlikelileri ağzı iyi laf yapan, gündelik sorunlara çözüm getirenlerdir. Bu kişiler düzen içinde yaşayıp zengin olanlardan vergi toplar, bu paraları genellikle kendileri için harcar, bir kısmını da yine işsiz güçsüz halk kitlelerine sus payı olarak dağıtırlar. Bu arada zenginler için haksız suçlamalarda bulunurlar ve halkı
zenginlere düşman ederler. Halkı oligarşi tekrar gelecek diye korkuturlar ve halk kendine bir koruyucu seçer. Tiranlığın Doğuşu Halkın başına geçen koruyucu çokluğun kendine kul köle olduğunu görünce yurttaşların kanına girmeden edemez, lekeleme yolunu tutar, onu bunu suçlayıp mahkemelerde süründürür, kimini sürer kimini öldürür. Böyle bir adam zorba devletini kurmuş ve zorba olmuştur. Zorba hükümranlığını sürdürmek için sürekli şiddete başvurmak zorundadır. Kimlerde yürek, üstünlük, akıl, kudret görürse bu kişileri bir şekilde tasfiye eder. Halk yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştur. Zenginler özgürlüklerini alacak zannederken eli sopalı biri tarafından köle gibi yönetilmeye başlamıştır. Aşırı ve düzensiz özgürlük ona köleliğin en ağırını, en belalısını getirecektir.