30 Eki 2009

Cumhuriyetimizin 86.Yılı Kutlu Olsun!


Cumhuriyetimizin 86.Yılını İstanbul'da çok güzel kutladık.
Bu sene organizasyonsuzluk nedeniyle havai fişekleri izlemeye gidemedik ama tv'den gördüğüm kadarıyla muhteşem olmuş. Emeği geçen herkesin ellerine yüreğine sağlık.
Sadece ama sadece Türkiye bayrağı altında nice 86 yıllara.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!!!

25 Eki 2009

Yorumsuz bir barış hikâyesi

Patrick Magee, İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu’nun (IRA) bir üyesiydi. 23 yıl önce, üç günlüğüne Britanya’nın “sayfiye” kenti Brighton’daki Grand Hotel’de 629 numaralı odayı, Roy Walsh adına tuttu. Otelde kaldığı süre içinde, duvara bir bomba yerleştirdi, 24 gün sonra patlaması için ayarladı.

Hedefi, otelde gerçekleşecek olan Muhafazakâr Parti toplantısı esnasında Margaret Thatcher’ı öldürmekti.

Bomba, ayarlandığı gibi gece üçe doğru patladı. Thatcher, konuşması üzerinde çalışmak için sabahladığı için kurtuldu. IRA’nın gelmiş geçmiş en ses getiren eylemi buydu. Zira az kalsın, Britanya hükümeti toptan havaya uçacaktı.

bir jazz festivali daha...


İstanbul her sene zenginleşen bir sonbahar daha geçiriyor..konserler, bienal, filmekimi, Jazz & Blues festivalleri.. başta Akbank Jazz Festivali kapsamında İlhan Erşahin'den başka gidecek etkinlik arıyorduk.. İlhan Erşahin'i bile 1 ay sonra Erik Truffaz ile vereceği konseri göze alarak gözden çıkarmıştık.. "böyle yazmaya başlayınca bir eleştirmen veya jazz sever gibi devam edecek görünsemde.." jazz için geleceğe yatırım diyelim..
* * *
Amuraben; 'Hip-hop jenerasyonundan kusursuz bir caz müzisyeni' olarak nitelendirilen Amerikalı vokal Jose James'e gitmeye 2 haftada önceden karar vermişti.. biletler alınırken ona buna sormuş tabii.. ben de çevremdekilere, hiç geleceklerini tahmin etmediğim kişilere çağrıda bulundum..
* * * 
O, bu derken doğum günlerimizde bile yakalayamadığımız bir katılıma ulaştık öyle ki o gece Babylon lokale döndü.. dürüst olmak gerekirse 
geceden çıkarımlar;
Jazz için daha zamanımız var.. altyapıyı sağlam tutalım.. zararı yok.. şimdilik bildiklerimizle, sevdiklerimizle yola devam..
akılda kalanlar; Umut'un arabaya "The Dreamer" albümünün kasetini bile aldığını, Selo'nun favori parçasının B2 olduğunu.. Cemile'ye belli bir süre sonra bütün şarkıların aynı gelmesi.. Kale'yi bunalmaktan son anda kurtaran dj Yakuza ve İhan Erşahin performansı.. ve gece sonu Kulp'a geçiş... unutmadan bir de; jazzseverin tekinin (!) uyarıları..

-Hocam İlhan (Erşahin) da konuşuyor, O'na niye bişi demiyorsunuz...

19 Eki 2009

Pizza @ Mezzaluna ve Kanat @ Bi Buçuk ...



Şimdi diyeceksiniz ki ne alaka bu ikisi. Valla şöyle bir alaka var, hafta sonu ayrı yerlerde pizza ve kanadın en güzelini yedim. İlk başta kanattan başlayım; daha önceleri en güzel acılı tavuk kanadın Kırıntı'da olduğunu iddia ederdim. Taa ki bi buçuk'a gidene kadar.Gerçekten her gittiğimde aşırı lezzetli ve acısı muhteşem kıvamda.Bu hafta sonuda öyleydi.Fakat bi buçuk'da şöyle bir sorun var kanat dışındaki yemekler o kadar lezzetli değil. Umarım buna da bir çözüm bulurlar.

Bakalım Nasıl Olmuş :)

acı budur :)
Pizzaya gelirsek haziran ayında Milano'daydım, aşağıdaki pizzayı yedikten sonra,onun üstüne lezzetli pizza yiyemeyeceğimi kabul ederek bütün yaptığım sıralamaları değiştiriyorum.


 Tabaktan taşan pizza!
Memleketimize geri dönersek; bence Türkiye'nin en güzel pizzası Mezzaluna'dadır. Muhteşem peyniri ve ince hamuruyla gerçektende harika. Her zaman bilinen birşey vardır, bir restaurant 2-3 şubenin üstünde yer açar ise ilk baştaki lezzeti bulamıyabilirsiniz. Mezzaluna'da da aynı şeyin olacağını düşünmüştüm ama yanılmışım.,dün akşam Kanyon AVM'de açılan "Mezzaluna Express" e gittim ve her zaman yediğim o muhteşem pizzayı yine yedim. Tadından ,servisinden ve "fiyatından" hiç birşey eksilmemiş, kendilerini tebrik ediyorum.


Kanat Top 3
1.BirBuçuk
2.Kırıntı
3.Chilis

Pizza Top 3
1.Mezzaluna
2.Otto
3.Fiori Pizza :)

ps:listeler kendi görüşümdür.

16 Eki 2009

Osmanlı'nın son fethi : google earth


Yeni takip etmeye başladığım bir arkadaşımın blog yazılarının birinde, interneti doğru kullanmaktan bahsediyordu.. bu yazıyı yazıyorum ama kendimi yaşlı hissetirecek bir yazı olabilir şimdiden söyleyim.. yaşıtlar zaten azapta otuza iki kala.. (yazıyla yazalım)

* * *

g.earth'ün forum sayfalarında envaiçeşit Osmanlı ile ilgili 3D modeller ve bilgiler var.. görsel olarak gayet keyifli ve ilgi çekici.. resimde gördüğünüz uygulama kazanılan ve kaybedilen savaşların tarihleri ve padişahlarıyla birlikte kısa bir bilgi vermekte.. 1453 epey detayli tabii ona şüphe yok..

* * *

şimdi efendim bizim zamanımızda google earth olsaydı tarih-coğrafya sular seller gibi, hak götüre.. şimdi ki nesil öyle şanslı bi nesil ki... geçiniz yaa... farmville'den.. texas hold'em den zaman mı kalırdı..

15 Eki 2009

Türkiye'de Spor?

Futbol benim konu değil ve GS dışında hiçbir takımı seyretmem ve takip etmem. Futbol oyunun kendisini yeterince eğlenceli bulmadığımdandır Şampiyonlar ligi finalini dahi seyretmekten sıkılmam. Her ne kadar konu futbol olsada sonuçta futbolda bir spor dalı ve sporun tüm güzellik ve çirkinliklerini içinde bulundurur. Bu sebeple Türkiye'deki spor ahlakı ve mentalitesi hakkında 2 gündür arkadaş çevremde yaptığım sohbetlerde ve radyo, gazete ve tvlerde izlediğim "spor yorumcularının" konuşmalarındaki basit düşüncenin beni rahatsız etmesinden dolayı bu yazıyı yazmak istedim.

İlk olarak, istinasız her kanal ve radyodaki sözde "Spor Haberleri" = 3 Büyükler futbol ve milli takım futbol. Sonuç olarak Türkiye'deki spor = 3 büyükler + milli takım futbol. Eğitimsizliğin, kültürsüzlüğün ve geri kalmışlığın en büyük örneği! Öncelikle tüm yayın organlarındaki bu çarpık zihniyetin değişmesi lazım. Yada değiştirin Spor haberleri ismini "3 büyükler ve milli takım futbol haberleri" diye, hiç itirazım olmaz o zaman. Bu cümlelerden sonra sadece futbol ile ilgili örnekler vereceğim, o yüzden yazdıklarımla çelişiyormuşum gibi olacak ama bu yazının çıkış noktası bu güncel örnekler olduğundan bu şekilde devam etmem gerekiyor.

14 Eki 2009

Benim Sofram Bu - VII -

Atatürk, 31 Ağustos 1925 günü Kastamonu dönüşü  Çankırı yolunda. Atatürk'ün solunda Nuri CONKER

 "... İYİLİĞE BÖYLE Mİ MUKABELE EDİLİR?"
.
Nuri Conker'i Atatürk bir öz kardeşten ileri sever, her sözüne, bazen hududu aşan şakalarına bile tahammül ederdi.

Aralarında bir akşam şöyle bir muhavere (konuşma) geçmişti:

-Nuri! Ben artık yoruldum, Cumhurureisliğinden çekileceğim. Yerime de seni namzet göstereceğim.
-Olur a. Neden olmasın.
-Demek, kabul ediyorsun?
-Sen öyle arzu ettikten sonra?
-Ala! Şimdi söyle bakalım: İlk iş olarak ne yaparsın?
-Seni memleketten dışarı sürerim.
-Amma ettin ha! İyiliğe böyle mi mukabele edilir?
-Edilmez, edilmez amma, sen bu memlekette kaldıkça bana kim metelik verir?

.
  • "Ata'ya Dair Hatıralardan: Hassas Atatürk" , Tasvir Gazetesi, Sayı: 1181, 10 Kasım 1948, s3
  • Oğuz AKAY, Benim Sofram Bu, s.298

Benim Sofram Bu -VI- (Bir Milletin Efendisi Kimdir? Türk Köylüsüdür).

13 Eki 2009

Aaa "Normal"leşmek


Bizim blogda "norm" üzerine yazı yazılması, Bekir Coşkun'un Göbeğini Kaşıyan Adam'ı gibi oldu.. kuyuya taş atan tabii ki Amuraben 

Malum bu günlerde Ermenistan ile ilişkilerimizi normalleştirmek adına imzalar atılıyor.. açılımlar devam ediyor.. tablo da Amerika ve AB' yi bu kadar sevindirik görmek tabi ki doğal kaynakların Batı'ya taşınmasından ibaret olsa gerek.. biz burada karlı çıktık mı (?) o düşünülesi ayrı bir konu.. fakat Dışişleri Bakanımızın
bu kadar sırıttığına göre vardır bir bildiği diyelim..

Umarım bir taraftan kimilerine göre normalleşirken, diğer taraftan normal olan ilişkilerimiz aa normalleşmiyordur..

Bu akşam ki Türkiye - Ermenistan futbol maçına Azerbaycan Bayrağı'nın alınmaması da anormal bir durum değilmiş.. Yeşil Bursa'dan yazdan kalma Mavi bir günde Alları giyerek maça gitmeleri de anormal kaçmaz heralde.. hem Bursa Vali'sine selam olur..

12 Eki 2009

Yolun Sonu..2010 da yokuz!



Biz inanmıştık orada olacağımıza ama bazıları demek inanamadı.. Kişisel kaprisler,plansız yapılan hareketler (Kayseri'de bozuk zeminde oynanan maç ve verdiğimiz sakatlar gibi) yüzünden bir dünya kupasını daha evden seyredeceğiz. Suçlusu tabiki de Fatih Terim'dir. Bana kimse birşey anlatmasın Euro 2008'de nasıl bir şekilde yarı finale ortada, son 20 dakikalarda üstün fizik gücüyle maçları kazandık ve orda kaldık kendimizi dev aynasında gördük futbolcularımızı messi ile kaşılaştırmaya başladık.Daha sonra gördük Dünya Kupası elemelerinde neler olduğunu. Fatih Terim ise kendi sevdiği futbolcularla yürümeyi tercih etti. Elinde stoper yokken bir kere bile Toraman'ı düşünmedi, orta sahada Aurelio sakatken bir kere bile Mehmet Topuz'u düşünmedi. Bu sezonun başında bütün Türk golcüler formsuzken Rusya'da en iyi sezonunu yaşıyan Fatih Tekke umurunda bile olmadı. Sonuç ortada daha yazılacak ve konuşulacak çok şey var ama kısaca herşeyi ben bilirim diyip yanına yardımcı teknik direktör yerine yalakalar alırsan sonuç bu olur. Umarım iyi bir yabancı teknik direktör ve iyi bir ekiple  2012 avrupa şampiyonası 2016 dünya kupasına gideriz.

Osmanlı Tokatı Değil Osmanlı Robotu!



120 yıl önce 2. Abdülhamit Japonya'ya robot göndermiş. Ezan okuyan ve yürüyen robottan geriye iki fotofraf kaldı.Sultan 2. Abdülhamid’in Japonya’ya 1889 yılında robot hediye ettiği ortaya çıktı.İnsan şeklinde tasarlanan ve ismi ‘Alamet’ olan robotun özelliği ise sema edip yarım metre yürüyebilmesi ve her saat başı ezan okuyabilmesi.Araştırmacı-Yazar Oktan Keleş’in arşivinde yer alan Alamet’in orijinal fotoğrafları Yıldız Sarayı yangınında zarar görmüş. Ancak fotoğrafın kalan parçaları bile 120 yıl sonra ilk kez gündeme gelen bu ilginç olayı anlatmaya yetecek cinsten.

Sultan Abdülhamid Han asrın teknoloji harikası bu eseri, Ertuğrul Firkateyni vasıtasıyla yazılmış özel bir mektup, hediyeler ve nişanlar ile beraber Japon İmparatoru'na göndermişti. Firkateyn dönüş yolunda 450 mürettebatıyla birlikte batmıştı.120.yıl önceki buluş; Semâzen şeklinde, normal bir insan boyuna yakın, saatli bir robot. Kaideye oturtulmuş gövdesi; saat başı semâ ediyor, bu esnada kollarını açıyor, gümüş levhalardan yapılmış etekleri açılıyor ve aynı anda ezan okuyor. Tüm bunları yaparken yarım metre yürüyor, hem dönüyor ve ezan bitince de tekrar yarım metre geri giderek yerine dönüyor; kollarını ve eteklerini indiriyor. Robotun tamamı gümüş ve altın kaplamadan yapılmıştı. Robotun arka kısmında kurma yeri mevcuttu ve yedi günde bir kuruluyordu.

5 Eki 2009

İnsana ve taraftara verilen değer...


Herkese yeniden merhabalar...
Uzun bir aradan sonra yeniden burdayım Londra'nın kuzeyindeki Hatfield bölgesinden yazıyorum bugün sizlere:)
Yazımın başlığından bu yazı da neyin nesi diyebilirsiniz...
Bu başlık benim dünkü Arsenal-Blackburn Rovers karşılaşmasından çıkardığım anafikri temsil ediyor...
Sonuçtan da futboldan da öte bir sonuç bu...her ikisinden de çok önemli bana göre…

Bilmeyenler için kısaca bilgi vereyim…
Arsenal, Kuzey Londra'nın bir takımı...
Manchester ve Liverpool’un 18 şampiyonluğu var…Arsenal’in ise 13 şampiyonluğu bulunuyor…
Şu anda maçlarını oynadığı Emirates Stadı Londra'nın kuzeyinde Finssburry Park diye bir yerde ve benim olduğum bölgeye 15 dakikalık tren mesafesinde...

Statın olduğu yer Finsburry park çok gezme imkanı bulamama rağmen tren istayonundan stata kadar yürüdüğüm kadarıyla sevimli küçük bir ilçe resimlerini de koyucam bundan sonraki postumda…

Arsenal’de maça gidebilmek için kulübün içerisinde çıkartılan 3 tip karttan birisine sahip olmanız gerekiyor… Gold, Silver ve Red Card …

2 Eki 2009

Ayağında Kundura


Ayakkabı fırlatma eylemi IMF toplantısı vesilesiyle İstanbul'da tekrarlandı. Eylem medyada ve yorumlarda tekrardan ibaret ve yaratıcılık yoksunu bir hareket olarak yorumlanmış olsa da önemli izler ve şifreler içermektedir. Yerinde ya da yersiz bir eylem olarak tarihe geçen ABD Başkanı "Sayın" Bush'a karşı gerçekleşen hareket, IMF Başkanı hedefinde tekrarlanması ile birlikte aktivist muhalif düşüncenin ana unusur dışavurum gösterisi haline dönüşmüştür. Daha sık biçimde, aynı çizgideki farklı hedeflere yönlenileceği aşikardır.

Ayakkabı fırlatma eylemi sadece fiziksel şiddet gösterisi olarak görülmemelidir. Ayakkabı nedir? Kirli nesne ayakkabı, üzerimizde taşıdığımız en mikrobik ve en pis aracımızdır. Ezerek kullandığımız, en zor şartlara dayanma kudreti gösteren yardımcı unsurumuzdur. Bu zor şartlar ve kirli sıfatlar ile nesne, yine de kullanım itibari ile sivil sıfat taşımaktadır. Çağdaş yaşamın en olmazsa olmaz temel aracıdır.

Fırlatma eylemi isabet ile sonuçlandığı takdirde ayakkabı, hedef olan bembeyaz yakalı sorumluları kirletmek vasfına sahiptir. Seçkin beyaz yakalıların iç temizliğinin dış görüntüsü olan beyaz gömleğin kirlenmesi büyük sorundur. Kirletme eylemi, içten dışa yansıtılmaya çalışılan aynanın tersi tekrarına atıfta bulunur.

Eylemin amacı kafa yarmak değil, aynanın ters çevrilmesidir.

Dost başa, düşman ayağa bakarmış.





PES 2010 VS FIFA 2010


Buyrun beyler burdan yakın bakalım.Oyun konsollarının %90 alınma nedeni olan 2 oyun.Kız arkadaşların korkulu rüyası :o).Sabahlara kadar oynanıp parmakların uyuştuğu, Bir tarafta arkasında amerikayı almış easports ,diğer bir tarafta japonyada ilk başlarda pekte şans tanınmayan fakat gün geçtikçe easports'un fifasını geride bırakan(bana göre) Pro Evolotuion Soccer.EA Sports erken davrandı ve oyunu erken piyayasaya sürüyor bu sefer her zamankinden daha yoğun bir reklam kampanyasıyla.Özellike Barclays Premeier League de bütün reklam panolarında 2 aydan beri en çok gördüğüm ibare "FIFA 2010 OCTOBER 2010".EA Sports 2009 da güzel değişiklikler yaptı fakat benim gözümde halen daha çok geride oynanabirlik olarak.Ama iyi taraflarıda var kadrolar,grafikler görsel şölen var resmen fifada ama peste bunlar o kadar iyi değil.Ama oynanabirlik ne durumda bilmiyorum şu an için.Konami tabi rakibi bu kadar çok şey yaparken boş durmamış ve inanılmaz eklentiler yapmış takımın değişik varyasyonlarla ileri çıkması tek tek futbolculara taktik verme ve bunun gibi birçok yenilik.Oynanabirlik dahada ilerlemiş.Merak ettiğim takım kadrolarının nasıl olduğu ve ne kadar linans hakkı aldıkları.Benim favorim her ne kadar bütün takımların lisanslarını alamasada bütün ligler olmasada pestir(Yıllarca japon spikerlerle oynadık hey gidi hey).Buyrun linklere bakın siz karar verin.Uykusuz geceler başlasın.




ps:oynarken abartıp kız arkadaşlarınızı unutmayın benden size tavsiye :). Nikoma selamlar.

McDonald's

McDonald'ın dünyada neyi simgelediği ortada, en yakından ülkemizde globalleşme karşıtlarının tepki noktası..

Ülkemizde nerde ne kadar var bilmiyorum fakat Amerika'da yaşıyorsan; en uzak 2 McDonald's 'ın arasındaki mesafe 145 milden fazla değilmiş.. doğu-batı, sahil kesimi ve Amerika'nın sınırları,  belki de sosyo-ekonomik yapısı.. al bu haritadan çıkar..

Sadece bir restoran..bir de bunun Kanada ve Meksikası var korkma aç kalmazsın..

ANITKABİR ÖZEL DEFTERİ


Anıtkabir özel defteri, elektronik ortamda tüm vatandaşlara açılmış.

Bağlantı aşağıda, kayıt yaptırıp deftere yazı da yazabiliyorsunuz.

Ayrıca ANITKABİR 'i üç boyutlu olarak gezebilirsiniz...

http://www.anitkabirozeldefteri.com/