15 Eki 2009

Türkiye'de Spor?

Futbol benim konu değil ve GS dışında hiçbir takımı seyretmem ve takip etmem. Futbol oyunun kendisini yeterince eğlenceli bulmadığımdandır Şampiyonlar ligi finalini dahi seyretmekten sıkılmam. Her ne kadar konu futbol olsada sonuçta futbolda bir spor dalı ve sporun tüm güzellik ve çirkinliklerini içinde bulundurur. Bu sebeple Türkiye'deki spor ahlakı ve mentalitesi hakkında 2 gündür arkadaş çevremde yaptığım sohbetlerde ve radyo, gazete ve tvlerde izlediğim "spor yorumcularının" konuşmalarındaki basit düşüncenin beni rahatsız etmesinden dolayı bu yazıyı yazmak istedim.

İlk olarak, istinasız her kanal ve radyodaki sözde "Spor Haberleri" = 3 Büyükler futbol ve milli takım futbol. Sonuç olarak Türkiye'deki spor = 3 büyükler + milli takım futbol. Eğitimsizliğin, kültürsüzlüğün ve geri kalmışlığın en büyük örneği! Öncelikle tüm yayın organlarındaki bu çarpık zihniyetin değişmesi lazım. Yada değiştirin Spor haberleri ismini "3 büyükler ve milli takım futbol haberleri" diye, hiç itirazım olmaz o zaman. Bu cümlelerden sonra sadece futbol ile ilgili örnekler vereceğim, o yüzden yazdıklarımla çelişiyormuşum gibi olacak ama bu yazının çıkış noktası bu güncel örnekler olduğundan bu şekilde devam etmem gerekiyor.

Yukarıda bahsettiğim basit zihniyet ile başlayan ve eğitimsiz türk halkının spora bakış açısı ile devam eden basitlik: sonuca odaklı değerlendirme. Güncel ve azda olsa bir bilgim olduğundan vermek istediğim bir örnek var; Fatih Terim.

Fatih Terim: Kimse kimseyi sevmek zorunda değil ve FT'in çok az seveni var. Bende bu az sevenler arasında değilim! İnsanlara İngilizce öğretmeye çalışmasıyla ilgili gösterdiği büyük başarı ile en çok dalga geçenlerin başındayım. Ama Sezarın hakkını da Sezar'a teslim etmek gerekiyor. Türkiye'nin futbol tarihinin en büyük başarılarının Dünya 3'lüğü hariç (ki o takımında alt yapısını FT kurdu diye hatırlıyorum, yanlış isem düzeltin lütfen) hepsinin altında imzası olan bir adamı bu kadar aşağılarcasına, sanki 4. sınıf bir antrenörmüş gibi eleştirmek bence haksızlık. Var mı başka Türkiye'de başka UEFA kupası, Süper kupa kazanmış, 4 sene üst üste şampiyonluk yaşamış, milli takım ile kendisinden önce gidilemeyen Avrupa Kupasında 3'lük yaşamış başka bir yerli hoca? FİFA başkanının gelip son milli maçında soyunma odasına girip "bu maça bu büyük hocanın son maçını seyretmek için geldim" diyeceği kadar büyük bir hoca ama genede biz beğenmeyiz. Neden? Çünkü FT tüm basın mensuplarına hak ettikleri değeri verdi! Hepsinin FT'e karşı kuyruk acısı var çünkü hepsine başarılı veya başarız olduğu tüm dönemlerde aynı mesafede, aynı yalaklıksız hareketlerle ve 'aman basın benim hakkımda kötü yazmasın onlarla iyi geçineyim' mentalitesinden uzak durdu.

Bir hafta öncesine kadar herkes FT'in maaşını tartışırken (neden onuda anlıyamıyorum?) Bosna Hersek hocası ile karşılaştırıyor o zaman bende basit bir karşılaştırma yapayım. Arsène Wenger 1996 yılında Arsenal'in başına geçmiş. 13 yıldır başında olduğu Arsenal ile yaşadığı başarılar: 98, 02, 04 İngiltere Şampiyonluğu ve 98, 02, 03, 05 İngiltere Kupası. Avrupadaki başarısı GS ile oynadığı finalden öteye gitmemiş (tüm bilgiler 2 dakikada Arsenal'in official internet sitesinden yaptığım araştırmada bulduğum bilgiler, hatam varsa lütfen düzeltin). Düşünebiliyormusunuz 3 büyüklerde bir hoca 96 yılından beri takımın başında olacak, avrupada sıfır başarı ve ligde de sadece 3 lig şampiyonluğu bulunacak. Ne yapar bu basın bu hocayı? Sadece sonuç iyi ise başarılı sayılan, ikiciliğin bile ölüm olduğu bi mentalite spor ve spor yorumculuğu değildir. Adamın kişiliğini, artistliğini, astığım astık kestiğim kestikliğini, kaba konuşma şeklini, afra tafra havalarını sevmeyebilrisiniz, hatta bazı dahada basit kafalı yazarlar için sadece GS'en eski hocası olduğundan eleştirebilrler ama bu Ft'in Türk futbol tarihinin en başarılı hocası olduğu gerçeğini değiştirmez. Yalnızca 1 yıl önce Avrupa Kupasında Almanya ile yarı final oynarken müthiş, süper olan adam 1 yıl sonra dünya kupasına gidilemeyince en kötüsü, en basiti, en vatan haini, en işten anlamayanı...

Keşke atam "Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim" in yerine "Ben sporcunun, spor medyasının ve spor seyircisinin ZEKİ, çevik ve AHLAKLISINI severim" deseymiş.

ABT

PS: Yazım hatları ve/veya yalnış bilgiler varsa özür dilerim, kontrol edecek vaktim yok.

2 yorum:

  1. guzel bir yazi olmus, sicagi sicagina, futbol diyince bi ton kelime dokebiliriz buraya.. bir fenerli olarak katiliyorum ki.. Fatih Terim en basarili Turk Teknik Direktordur, her yonden...
    bana gore taktiksel bilgisi eksiktir, egosu ve saplantilari vardir bu benim kanim.. Jose Mourinho da boyle bi adam fakat Fatih Terim onun imkanlarina sahip olsaydi en az onun kadarini basarirdi.. milandan neden gonderildigi de asikar.. sonuc olarak Fatih Hoca gecen sene birakmisti milli takimi.. biliyordu cunku GS nin 2. donemi gibi olacakti .. birakiyorum dedi biraktirmadik bu yuzden suc bizimdir... Fatih Hoca'ya tesekkurler, bence daha bitmedi.. Trapattoni gibi bi son daha bekliyorum..

    YanıtlaSil
  2. çok iyi yazmışsın sonuna kadar katılıyorum.Fatih Hoca en başarılı hocadır.Zaten kendiside bu turnuva elemelerinde başarısız olduğunu kabul ediyor.Ama bence şöyle bir durum var acaba bu başarısızlığın nedenleri neler.biraz araştırınca çıkıyor daha istifa etmeden Fatih hoca türkiyede bir başarısı olmayan fakat cemaat tarafından kollanan Ertuğrul Sağlam(kendisini çok severim),bülent uygun ve hakan şükür'ün isimleri ilk sıraları aldı.Yani başarısızlığın arkasında başka sebeplerde var ama dediğin gibi bu kadar saçma sapan eleştiriler yapılmaması lazım.

    YanıtlaSil