2 Eyl 2009

Radio Oxigen


“Take a deep breath” diye sloganı vardı. Çaldığı müzik gerçekten de nefes aldırırdı. Müzik zevkimin belirlenmesine, tapılası müzisyenlerle tanışmama vesile olmuş bir müzik vakasıydı canım radyom. Jazzy müzik benim için onunla başladı. Zenci sese dayanamıyorum saçmalığı içerisindeyken, soul ve funk ile yine onun sayesinde tanıştım.
.
Kendi deyişiyle “urban sound of İstanbul” idi Radio Oxigen. İstanbul’u sevmem için önemli bir nedendi. 3 aydır yok, kapandı. Bu kapanma hadisesi sevenlerine çok ağır gelir belki diye, Lounge 102 ile birleştiği söylendi. Bu birleşme denilen hadise zengin medya’nn güzel frekansımızın üstüne oturmasından öteye gitmedi. Yılların biriktirdiriği emsalsiz bir müzik arşivi vardı. Bu arşiv alındı Lounge fm’e taşındı. Bu taşınma, artık arkadaşım sandığım dj’lerim olmadan pek bir mana taşımadı. Birleşmiş adı ile LoungeO2, zen müzik sanatının minimal bayık huzuru içerisinde hiç elimin gitmediği bir radyo kanalı oldu çıktı.

Yakuza’yı Oxigen’de sevmiştik. Style-ist ile yine Oxigen’de tanışmıştık. Barthez cıvıltısı, Zeynep Erbay – Enjoy – Roxanne huzuru, Murat Uncuoğlu coşkusu, Ayhan Sicimoğlu neşesi dağıldı gitti. Sonar Kollektiv etiketi bile onunla sınırlarımızı geçip geldi. Yol arkadaşım, müzik hafızam, öğretmenim artık yok. Geriye bir tek öğrettiği yoldan edinilen kişisel müzik arşivim kaldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder